TAKİP ET & ONAYLA

Translate

29 Aralık 2012 Cumartesi

BOLLUK VE BEREKET BİLİNCİ

Bolluk ve bereket bizlerin zihninde vardır. Oysa evrende her şey, herkese yetecek miktarda bolca bulunmaktadır. Ancak, bazı kişiler ki; bunlar azınlıktır, her şeye sahipken, diğer büyük çoğunluk azla yetinmek durumundadır. Bu kişilerin, daha şanslı olduğunu düşünür ve kendimizi kurban olarak görebiliriz. İşte o zaman isyanlar da başlar. Oysa yaşamımıza daha çok bolluk ve bereketi çekmek, olumsuz bilinçaltı kayıtlarımızı ve enerjilerimizi bulup, yerine yenilerini koyarak mümkündür. Bunun için günlük hayatımızda dikkat edebileceğimiz bazı önerilerim aşağıdaki gibidir
  • Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun:
Bolluk ve bereketi bize çeken önce zihinsel durumlar, sonra da ağzımızdan çıkan sözcüklerdir. Sözcüklerin yaratım gücü yüksektir. Bilinçaltımızı hangi sözler ile programlarsak onu çeker ve yaratırız. Yaratım enerjisi mantık bilmez. Sadece ağzımızdan çıkanı ve zihnimizden geçirdiklerimizi sadık bir hizmetkâr gibi yerine getirir.

Örneğin: Para kirlidir./ Zenginlik günahkârlıktır/ Zenginler parayı meşru yollardan kazanmaz. Kim bilir kimin canını yakmışlardır/Çok para mutluluk getirmez./Az aşım, ağrımaz dişim/ Parayı eve erkek getirir (kadınlar için)/Parayı eve baba getirir/Parayı hak etmek için çok çalışmam gerekir./Çalışarak zengin olunmaz/Gibi kayıtlarınız olabilir. Öncelikle bu kayıtları iptal ediyoruz. Yerine aşağıdaki gibi olumlamalarımızı içimize iyice oturana kadar tekrar edip, hayatımıza uygulayabilir oluyoruz. (Bu arada herkes kendi bilinçaltı kayıtlarını bulabilir. Çok farklı şeyler çıkacaktır mutlaka)
*Bolluk ve bereket bana her an, her yerden gelir. /Ben kendi bolluk ve bereketimle buluşmayı kabul ediyorum. /İhtiyacım olan her şey bana ihtiyacım olduğu anda gelir, buna inanıyorum. /Para bana artarak gelir. Buna koşul ve sınır koymayı bitiriyorum. /Benim yaşamımda her şey yeterli, yaşamım bolluk ve bereket içinde. (olmasa bile söyleyin. Ama olacağına inanarak) /
Alma ve verme dengesi:
Bazı insanlar sadece almak isterler, bazıları ise vermek. Vermeyi sevenler alıcı olmaktan utanıp, bunu yanlış bir şey gibi görebilirler. Veya alıcı olanlar da vermeyi kendileri için sıkıntı haline getirebilir. Unutmayalım ki PARA bir enerjidir. Ve her enerji gibi akmak ister.
 Örneğin; kazandığımız parayı sadece biriktirmek için kullanıp kendi içimizin isteklerini ve ailemizin ihtiyaçlarını görmezden gelirsek bu bizim para akışımızın dengede olmadığını gösterir. Sadece alıcı olup vermeyi bilmediğimiz için belki para bir yerde birikecektir ama istediğimiz hayatı yaşamıyor olacağızdır. Ve paranın çıkış yönünü kapalı tuttuğumuz için, para bize akamayacaktır. Gelecek olan daha fazla paranın önü tıkanabilecektir.
Yine bize gelen paradan daha fazla harcama yaptığımızda; (kredi kartları örneklerinde olduğu gibi) dengede değiliz demektir. Gelen paradan daha çocuğunu kullanmak istediğimizde, kendimize borç ve iflas enerjilerini de birlikte çekeriz. Borçlanma zihni ödemeyi gelecek zamana attığı için, bizi şimdiki zamandan uzaklaştırır. Kaygı ve endişe doğurur. An’ı yaşamanın keyfine varamayız. Oysaki BOLLUK ve BEREKET BİLİŞİNDE alış ve veriş an’da yaşanır. Akış an’dadır. Evren bana ihtiyacım kadar parayı, ihtiyacım olduğu anda verir. Ben de o parayı evrenin benim vermemi istediği yere, gerektiği kadar veririm. Eğer ben parayı gücüme ve korkularıma destek için gerektiğinden fazla harcarsam akışta kesinti olur. Yine eğer vermem gerekenden az verir ve tutmayı seçersem, enerji birikir ve gidişatı olumsuz yönde etkiler. En iyisi biz akışa teslim olalım ve gelişine de gidişine de izin verelim. Gelene sevinmediğimiz gibi, gidene de üzülmeyelim. Parayı hayatımızın baş unsuru yapmayalım, güç haline getirmeyelim. O zaman işimiz daha kolay olacaktır.

Örnek olumlamalar:

Ben paranın hayatıma girmesine izin veriyorum.
Ben, bana gelen parayı dengede kullanmayı kabul ediyorum.
Para, bana evrenden gelir. Ben evrene geri veririm. Paranın doğal akışını kabul ediyorum.
Bana gelen parayı, istediğim zaman, kullanmayı kabul ediyorum.



• BÜYÜK DÜŞÜN, İSTE, YARAT…

Bolluk ve bereket enerjisi yaratım enerjisidir. Sen kendini bolluğa açarsan, bolluk ve bereket de senin içinden akar. Kendini açtığın kadar, evrendeki bolluk ve bereket enerjisinin ne kadar fazla ve sonsuz olduğunu ve sadece bazı kişilerin tekelinde olmadığını görürsün. İçindeki bolluğu açmalısın ki, para sana gelsin. Yeter ki kabul et. Yeter ki iste. Paraya verdiğin anlamları bırak. Parayı hayatının merkezi yapmayı bırak. Para temel amaç olmamalı sadece bir araç olmalıdır. Parayı korkularınla çağırmayı bırak. Güç için kullanmayı bırak. Bu sana zarar verecektir.
Evrende her şey enerjidir. Ve bir tabak yemek ile son model araba istemek arasında hiçbir fark yoktur. Fakat sen sadece karnını doyurmak ve bir tabak yemek istersen, sana o gelecektir. Son model bir araba veya bir ev istersen de o gelecektir. İkisinin yaratımı için de aynı mekanizma işler. Fakat bizler bilinçaltımızda yemeği çok daha kolay bulacağımıza daha çok inandığımız için her gün bir tabak yemekle buluşmamız hiç de zor olmayacaktır. Oysa ağzınızla son model bir araba istiyor olsanız bile içerden bilinçaltınız bağırır; “ Hangi parayla alacaksın bu arabayı. Sen kafayı yedin herhalde” diye. Çünkü içinizde bu parayla buluşup o araba alacağınıza dair inanç yoktur. Zaten de alamayacaksınız. Oysa alanların buna itirazı olmamış, gerçekten inanmışlardır.



Eğer doğru istemeyi öğrenirseniz, yemek de araba da aynı şekilde sizinle buluşabilir. Ancak arabayı isterken de, yemek ister gibi istemelisiniz. İkisine sahip olabilmek arasında fark yoktur. Sadece araba isterken neden istiyorum buna bakmak gerekecektir. Birilerine hava atmak, zenginliği ispat etmek gibi sebeplerle istiyorsan bu enerjilerini dönüştürmelisin. Sadece kendin için, kendi keyfin için istemelisin. Senin için o arabaya sahip olmak sana anlam yüklememelidir. Olsa da olur, olmasa da gerçeğini kabul etmelisin. Ama istersen yaratırsın.

Büyük düşünün ve isteklerinize sınır ve koşul koymayın.

Bazı olumlama örnekleri:
Ben kolay para yaratıyorum.
Ben çok parayı hak ediyorum.
Ben kendi paramı kendim yaratıyorum.
Ben kendi bolluk ve bereketimi yaşamayı seçiyorum.
Benim bulunduğum her yerde bolluk ve bereket vardır


İSTEKLERİNİZE KOŞUL KOYMAYIN…

İnsanlar genellikle isteklerini zamana, koşula bağlarlar ve sınır koyarlar. Örneğin; “ Bir evim arabam olsun, rahata ve huzura ereceğim” ya da “ Çocuklar okulu bitirsin kendime o zaman vakit ayıracağım” ya da “Günde 12 saat çalışmalıyım ki istediğim parayı kazanayım” veya “ Hele bir askerliğimi yapayım. O zaman istediğim gibi bir işe girerim.” gibi…


Bu örnekleri herkes kendi bilinçaltını yoklayarak çoğaltabilir şüphesiz. “Bir evim ve arabam olsun o zaman rahata ve huzura ereceğim.” Cümlesini ele alalım. Hayat bu… Hiçbir zaman evimiz ve arabamız olmayabilir. O zaman mutlu ve huzurlu olmayacak mıyım? Kiralık bir evde yaşarken, otobüse binerken mutlu ve huzurlu olamaz mıyım? Bu cümleyi kurarsan; EVET OLAMAYACAKSIN… Bilinçaltımız işte bizi farkında olmadan böyle güzel yönetir. Çünkü ben mutlu ve huzurlu olmak için, ev ve araba şartı koydum. Evren ne yapsın. Sen ne dersen o oluyor…

OLUMLAMAMIZ ŞU: Ben, ne kadar daha yaşayacaksam eğer; bu bir an bile olabilir. MUTLU, HUZURLU, SAĞLIKLI, DİNGİN ve BOLLUK, BEREKET içinde yaşamak istiyorum…
Yine başka bir örnekten hareket edersek eğer; genellikle yaygın bir kanı vardır. Bir işe girmek için aracılar bulunur, araya tanıdıklar sokulur. Böylelikle daha kolay iş bulunacağı zannedilir. Oysa bunu sadece zihnimiz söyler. Etraftan duyduğumuz veya şahit olduğumuz bir olay, zihnimizde böyle bir kalıp oluşturduğu için, böyle düşünürüz. Oysa isteklerimizin bize birçok yolla gelebilir. Para, iş, yiyecek, giyecek, araba, ev… Ne isterseniz isteyin, ama buna bir koşul, sınır ve süre koymayın. Siz kendinizi bir yere endeksler ve dikkatinizi, enerjinizi sadece oraya yönlendirirseniz, diğer yolları tıkamış olursunuz. Oysa sizinle buluşacak iş, sadece tanıdık vasıtasıyla gelmeyebilir. Birçok farklı yoldan gelebilir. Belki de yolda bir gazete parçasına basacaksınız, oradan bir iş ilanı bulacaksınız ve istediğiniz iş sizinle bu yolla buluşacaktır.

OLUMLAMAMIZ ŞU: Ben, severek yapacağım bir işin, benimle buluşması için kendime bütün kapılarımı açıyorum.



• SİZE GELECEK BOLLUK ve BEREKETE YER AÇIN…





Eğer, yaşamınızda yeterince bolluk ve bereket yoksa bunun için yerinizin olup olmadığına bir göz atmakta fayda vardır. Yaşamınızda yeniliklere, bolluğa ve berekete yer açmalısınız ki, yenileri gelebilsin. Bunun için, evimizde, ofisimizde, arabamızda, mutfağımızda, dolabımızda kullanmadığımız, atıl vaziyette bulunan eşyalar, objeler, giyecekler, var mı? Önce onlara bakalım. Yeni elbiseler istiyorsanız, kullanmadıklarınızı dolaplarınızda tutmayın. Güzelce ütüleyin, katlayın, kolilere koyup ihtiyacı olanlara verin. Bir süre sonra yeni kıyafetler bir şekilde sizinle buluşacaktır. Evinizde yer tutan, tozlanan kıvır zıvır eşyalar ve objeleri bırakın. Hem evinizin enerjisi rahatlayacak, hem de siz kullanılmayanı ve eskiyi bıraktıkça yenileri ve içinizin istedikleri sizinle buluşmaya başlayacaktır.

Düzenli olun… Evlerinizi, ofislerinizi, arabanızı temiz ve düzenli tutun. Toz negatif enerjiyi barındırır. Çok tozlu mekânlarda negatif enerji dolaşır. Zengin insanların evleri, ofisleri, arabaları temiz ve düzenlidir. Evinizde hiç eşyanız olmasa bile, temiz ve düzenli olun. Eşyalarınızı koyacak bir dolabınız olmasa bile kıyafetlerinizi düzgün bir şekilde katlayarak muhafaza edin. Benzer enerjilerin birbirini çektiği unutulmamalıdır. Bolluk ve bereket enerjisini çekmek için, temiz bir enerji alanına sahip olmalısınız. Temiz ve düzenli ortamlarda yaşamalısınız. Unutmayın toplanmış bir yatak her zaman daha iyi bir enerji verir. Düzensiz, pis ve tozlu ortamlarda biriken negatif enerji kıtlık enerjisini de kendine çeker. Şimdiden çekmecelerinizi ve dolaplarınızı düzenlemeye başlayabilir, çoraplarınızı attığınız yerden kaldırabilirsiniz ( bunu kızıma ithaf ediyorum) Pis şeyleri temizleyin ve düzenleyin. Bunun için zengin olmanız gerekmez. Sadece su ve sabun yeterlidir.

• SON OLARAK;
Dikkatimizi neye verirsek onun enerjisini büyütür ve yaşarız. Sürekli borçlarımızı düşünürsek borçlarımızı, kazançlarımızı düşünürsek kazançlarımızı büyütürüz. Dikkatimizi ve olumlamalarımızı hep kazançlarımız üzerine yoğunlaştıralım ki; bize geri dönenler de kazançlar olsun.
Bir restauranta yemeğe gittiğinizi düşünün. Yemek süresince hesabı düşünürseniz ve ya cebimdeki para yetmezse diye endişelenirseniz, onu yaratırsınız. Ne yediğiniz yemekten zevk alabilirsiniz, nede yediğiniz yemeğin bedelini ödeyebilirsiniz. Unutmayın ki ancak fakir insanlar parayı kafalarına takarlar. Zengin insanlar zaten yeterince paraları olduğu için parayı kafalarına takmazlar. Örneğe geri dönecek olursak, herkes kendi bütçesini ve yiyeceği miktarı bilir. Ona göre bir yer seçer sek, dilediğimizce, özgür korkusuz yemeğimizi yer, ücretini öder çıkarız. Ancak, paramız olmasa dahi, parasızlığımızı kafamıza takmadan yaşamayı becerebilirsek, bir gün bizimde zengin insanlar gibi korkusuzca para harcayabileceğimiz günler çok uzakta değildir. Benzer enerjiler birbirini çeker kuralı burada da geçerli.

Asla PARAM YOK cümlesini kurmayın. Bir liranız bile olsa paranız vardır. Param yok derseniz yokluğu yaratırsınız.



Ne kadar paranız olursa olsun, BENİM PARAM VAR deyin. Hiç yoksa bile söyleyin bunu. Çünkü sizin cebinizde o an için olmayabilir. Ama evrende bol miktarda var. Ve siz var olduğunu kabul ettiğinizde, bolca bulunan para ile mutlaka buluşursunuz. Ancak yine tekrar etmekte fayda görüyorum. Bunları ezbere söylemiyoruz. Gerçekten evrende bulunan bolluk, bereket ve paranın senin olduğu bilişi ile yürekten inanarak “ BENİM ÇOK PARAM VAR.” Diyoruz. Şu anda başkalarının cebinde olması bir şeyi değiştirmez. Herkese yetecek miktarda var.
Yalnız bunu hayal ile karıştırmayın lütfen. Hayal kurmak daha en başından bunun hayal olduğunu kabul etmektir. O zamanda bilinçaltınızdaki hayal kayıtları devreye girer ve bu hep hayal olarak kalır. Milli piyango ve şans oyunları bunu güzel bir örnektir. Neden sadece binlerce kişi içinden bir veya birkaç kişi piyangoyu tutturur. Hiç düşündünüz mü?


İmgelemek ve istemek ile hayal kurmak farklı şeylerdir. Belki şöyle diyebiliriz. Hayalin içine gerçek inanç ve kabulü eklersek istek oluşur. İsteklerinizi imgeleyin, imgelerinize inanç ve kabul yükleyin ve evrene teslim edin. Bunun olacağına yürekten inanın.

Örneğin; Dilediğiniz kadar, sınırsızca paranın sizin elinize verildiğini ve bunu iki elinizle kabul edip, aldığınızı imgeleyin. Bunu küçük bir meditasyon haline getirebilirsiniz.


Şimdiye kadar anlattığım bunca şeyden sonra, benim ve herkesin tek amacının para ve zenginlik olduğu yanılgısına düşmeyin. Amaç bu değil. Sadece zenginlik ve para ile istersek nasıl buluşabileceğimizi anlatıyorum. Çünkü bu mümkün.


Yoksa ben her zaman parasızlığın da kabulündeyimdir. Sizin de olmanızı tavsiye ederim. Eper parasız kalmaktan korkmuyorsam zaten kalmam. Çünkü korkmayıp kabul ettiğim için kendime çekmem. Sadece peynir, ekmekle muhteşem kahvaltılar yapmıştım. Lüks araçlara da sahip oldum, minibüsle yolculuklar da yaptım. Hala da yapıyorum. Ben her iki halinde kabulündeyim.


Ben de kendim için; kendi bolluk ve bereketimle buluşmayı kabul ediyorum. Önüme çıkan egosal tüm enerjilerimle tek tek yüzleşip, dönüştürmeyi kabul ediyorum.

Bereketiz Bol Olsun.Bolluk ve bereket ürünlerine ulaşım adresiniz 
https://www.facebook.com/pages/Bereket-C%C3%BCzdan%C4%B1/298495690214501?fref=ts 
veya meldatuncel@gmail.com




28 Aralık 2012 Cuma

ADIM ADIM YENİ YIL MAKYAJ..

Giydiğimiz, saçımız ve makyajımız bir bütünün parçalarıdır. Biri eksik ya da hatalı olursa tüm güzelliğimizi gölgede bırakabilir. Bu sebeple yılbaşı için seçtiğimiz kıyafete yakışır bir makyaj için ORİFLAME ürünleri ile  Yılbaşı koleksiyonuna göz atmanızı tavsiye ederim.  Koleksiyon şık hediye kitleri ve metalik tekstürdeki ürünleri ile dikkat çekiyor.

Makyaj fırçası makyajın en temel aksesuarıdır. Makyaj fırçanız yoksa yada eksikse ORİFLAME ‘in çıkardığı Yılbaşı setleri hem uygun fiyatı hemde göz alıcı tasarımıyla  iyi bir tercih olacaktır.

Oriflame kataloğuna ulaşmak isterseniz lütfen gokceunalan@gmail.com mail adresine adınızı adresiniz ve telefonunuzu göndermeniz yeterli olacaktır..

Ten makyajı
Fondöteni tüm yüze uygulayın. Ardından makyaj bazı uygulayarak makyajın kalıcı olmasını sağlayın. Mat makyaj bazını, isterseniz fondötenden önce, isterseniz fondöten ile karıştırarak, isterseniz de tek başına rahatlıkla kullanabilirsiniz. Tek başına kullanıldığında mat ve sağlıklı bir cilt görünüm sunan bu ürünler, ciltteki gözenekleri ve kusurları gizliyor. Makyajın daha uzun süre kalıcı olmasına da yardımcı oluyor. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam edece yılbaşı eğlencesi için yerinde bir tercih olur. Ten makyajını sezon renklerinde bir allık ile tamamlayın.
Göz makyajı
Gözaltı kapatıcısı, gece boyunca aydınlık gözler için ideal bir ürün… ORİFLAME Gazlı kalem şeklindeki Eyeliner ile kusursuz gözler hayal olmaktan çıkıyor! Eye-liner çekmekte zorlanan kadınların kurtarıcısı olan ORİFLAME gazlı kalem şeklindeki eye-liner  tek harekette uygulanabilme rahatlığıyla işinizi kolaylaştıracaktır. Bu pratik ürün gizemli, dramatik ve kalıcı bir görünüm sunuyor. İyi bir göz makyajının önemli noktalarından olan kaşlarınızı, ORİFLAME kaş seti ile düzeltin. Göz altlarındaki yorgunluk izlerini kapamak için ORİFLAME ‘concealer’ uygulayın. Son olarak göz makyajınızı uzun ve çarpıcı gösteren maskarayla tamamlayın.


Yanaklar
Ten ve Göz makyajımızı tamamladık sıra geldi yanaklarımızı renklendirmeye. ORİFLAME top allıkları veya allık tozları ile yanaklarınız istediğiniz tonlarda olacak sizi dilediğiniz saate kadar renkli bir şekilde götürecektir..

Dudaklar
Dudak şekliniz ve kontürünüz çok düzgün ise çok parlak renkler kullanmaktan kesinlikle sakınmalısınız, bu gibi güzel dudak ve kontüre sahip kişiler mat rujları tercih etmelidir..ORİFLAME ruj serisinde oldukça fazla dilediğiniz renk ton ve parlaklıkta ruj seçenekleri bulunmaktadır..

Tüm güzelliklerin sizlerin olsun...
Gökçe ÜNALAN

27 Aralık 2012 Perşembe

YENİ YIL GECESİ SAĞLIKLI SOFRALAR....


Evet! Yeni yıl geliyor, iyisiyle kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla bir yıl daha geçti. Şimdi yeni yıl partisine hazırlanıyoruz, bazılarımız evlerini yılbaşı için süslediler. Hediyeler için alışverişler çoktan başladı bile. Bu dönemi sağlıklı beslenerek ve uzun vadeli sağlıklı yaşama hedeflerinizi asla unutmayarak geçirmelisiniz.

Yılbaşından önceki şu zamanda küçük ayarlamalar yapın ve  yeni yılda kilo verme hedefinize yardımcı olmak için şu iki basit ve etkili yola kulak verin:Bu koşturmalı dönemde “Vaktim yok, sağlıklı yemek hazırlayamadım, spora gidemedim” gibi bahaneler uydurmayın. Bunun yerine, sağlıklı davranışları her zamankendi yaşantınıza adapte etmenin yollarını arayın.Bu basit ipuçlarını deneyerek parti zamanını sağlıklı beslenerek geçirin.Yılbaşı partisine gitmeden önce mutlaka evde bir şey yeyin.Başlangıç için küçük bir tabak seçin , 2-3 tane en favori yiyeceğinizden alın ve hemen oradan uzaklaşın. Bitirdiğinizde tabağınızı bırakın, masadaysanız garsona verin ve temiz servis almayın.Yemeği fazla kaçırıp kendinizi suçlu hissettiğiniz anları hatırlayın. Bir kez kaçamak yaptığınızda bütün günü yanlış beslenerek geçirmeyin. Unutmayın, bir öğün sadece bir öğündür. Bir gün ise bir koca gündür.Parti gecesinde akıllı seçimler yapın. İçkinizi 1-2 taneye limitleyin. 180 ml cin tonik çok daha hafif bir tercihken (2.0 bodypuan) aynı miktarda çilekli Daiquiri (4.5 bodypuan) sağlıklı beslenme çabalarınızı kötü etkileyecektir.2 alkollü içkinin arasında su, diyet kola, soda içerek alkolün etkisini azaltın.

İdeal bir yılbaşı sofrası nasıl olmalı?Sofrada mutlaka semizotu, enginar, beyaz lahana ya da renkli biberlerden oluşan mevsim salataları ve yılbaşı yemeğinde tokluk hissi oluşturacak hafif yiyecekler bulunmalıdır.Hindi düşük kolesterol bakımından sağlıkla tüketilebilecek bir besin öğesidir. Hindi sevmeyen ailelerin balık ve tavuk gibi beyaz et ağırlıklı beslenmesi yararlı olacaktır. Balık fırında pişirilip, dereotları ile süslenerek servis edilebilir. Tavuk da salatalarla birlikte ya da evde yapılmış taze soslarla tatlandırılarak masanızda yer alabilir.Kızartma, kavurma gibi ağır ve yağlı yiyecekler yerine taze peynir ve haşlanmış sebzeler tercih edilmelidir.Sofrada pilav ve makarnaya mümkün olduğunca yer verilmemelidir. Yemeği süsleyecek ek besin tercihi, domatesli bulgur pilavı olabilir.Ağır ve şerbetli tatlılar yerine meyve ve süt tatlıları tüketilmelidir. Ev yapımı, içerisindeki şeker ve yağ miktarı belli olan baklavalar da küçük porsiyonlar halinde yenebilir.Kuruyemişler yemekteFINDIKn 1 ya da 1,5 saat sonra en fazla bir avuç içi kadar, karışık olarak tüketilebilir. 2 ceviz, 5 badem, 5 fındık ve 1 avuca yakın kabak çekirdeği yeterli olacaktır.Yemekten bir saat kadar sonra meyve yenebilir. 2 dilim ananas ve 1 muz ile oluşturulmuş meyve tabağı hem mutluluk hormonu salgılanmasına hem de yorgunluk hissinin kaybolmasına katkıda bulunur.




Gökçe ÜNALAN

26 Aralık 2012 Çarşamba

KADINLARIN GİYİMDE YAPTIKLARI 10 BÜYÜK HATA

Evden çıkarken son kez aynaya baktığınızda çok şık olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz, Ünlü modacı CHANEL evden çıkarken kıyafetinize bir aksesuar eklemek yerine son kez aynaya baktığınızda bir aksesuar mutlaka çıkartın der..

Peki gerçekten öyle mi.. Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!


Sadece tayt giymek
Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarına yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!

Yerine göre giyinmemek
Şık bir partiye salaş bir pantolonla, bir sokak festivaline ise gece kıyafetiyle katılamazsınız. Bu en basit görgü kuralıdır. Eğer rahatlığınızın ön planda olacağı bir aktiviteye katılıyorsanız, kıyafetinizi buna göre seçmeye özen gösterin.

Şık da olsa beyaz çizme
Modanın çılgın çocuğu Galliano bile, beyaz; topuklu çizmelerin bir kadını bayağı ve basitlikten  başka bir işe yaramadığını söylüyor. Siz onu dinleyin ve eğer böyle bir çizmeniz varsa, hemen ondan vazgeçmenin yollarını arayın.

Vücutla orantısız aksesuar kullanmak
Evet kesinlikle çok rahatlar… Özellikle de uzun seyahatler için. Ancak o bile herkese yakışmıyor. Eğer gereğinden fazla kiloluysanız, küçük bir sırt çantası yerine daha büyük omuz çantalarını tercih edin. Böylece fazla kilolarınızı da kamufle edebilirsiniz.
Yaşına göre giyinmemek

Eğer yaşınız 30 ve üzeriyse kamuflaj desenli kıyafetlerinizi hemen gardırobunuzun derinliklerine gömün ya da yeğeninize verin. Çünkü onlar gerçekten gençler için.

Tek bir aksesuarla şık olacağını sanmak
Şıklık bir bütündür ve bunu asla tek bir aksesuarla sağlayamazsınız diyor Vakko
un tasarımcısı Zac Posen. Eğer her tarafınız dökülüyorsa, sadece çok trendy bir çanta veya ayakkabı giyerek kendinizi asla kurtaramazsınız. Tümüyle salaş ve özensiz olmak mı? Bu bile bazen daha iyi!

Her türlü abartı
Eğer kış aylarını karın aylarca erimediği bir yerde geçirmiyorsanız, asla böyle bir bota ihtiyacınız olmayacak. Özellikle de metropollerde! Havanın her daim değiştiği bahar aylarında daha makul kıyafetler giyerek komik görünme ihtimalini sıfırlayabilirsiniz.

Tonları tutturamamak
Renk uyumu konusunda takıntılı olabilirsiniz ama eğer tonları tutturamayacaksınız, boşverin gitsin! Hem de bütün modacılar renk uyumunun çok demode olduğunu söylediği bugünlerde!

Kilolu olduğu halde beyaz pantolon giymek
Dünyanın en riskli kıyafeti beyaz pantolonu giymeden önce eminiz çok düşünüyorsunuz. İşte size biraz daha düşünmenizi sağlayacak bir fotoğraf! Pantolonunuz önden gayet şık görünebilir ama ya arkadan?

Vücuduna göre değil, trendlere göre giyinmek

Bir moda kurbanı gibi görünmek istemiyorsanız, kıyafet alışverişi yaparken çok iyi düşünün. Kabinde giydiğiniz parçaların her birini ayrı ayrı inceleyin, vücuduna yakışıp yakışmadığına bakın ve öyle satın alın. Popo kısmı taşlanmış jean pantolonlar moda olsa da bunun ancak çok formda birine yakışacağını unutmayın.

:) Gökçe


25 Aralık 2012 Salı

MELEKLERİNİZDEN YARDIM İSTİYOR MUSUNUZ?


MELEKLER.............RUHANİ VARLIKLAR....DOĞDUĞUMUZ ANDAN İTİBAREN SAĞ VE SOL YANIMIZDA BİZE YARDIM ETMEK, BİZİ KORUYUP KOLLAMAK İÇİN GECE&GÜNDÜZ YANIMIZDA OLAN RUHANİ VARLIKLARIMIZ MELEKLERİMİZ ...

MELEKLER, BİZLER ÖZGÜR İRADEMİZ İLE KARAR VERME GÜCÜNE SAHİP OLDUĞUMUZDAN DOLAYI ÇOK ÇOK KÖTÜ DURUMDA KALMADIĞIMIZ MÜDDETÇE HAYATIMIZA MÜDAHALE ETMEZLER..(Daha ayrıntı bilgiler aşağıda, sayfayı okumaya devam edin lütfen :)

2 YIL ÖNCESİNE KADAR BENDE HAYATIMI KENDİ HALİNDE YAŞIYORDUM. DAHA DOĞRUSU BU KONULARDA YETERLİ BİLGİYE SAHİP BİRİ DEĞİLDİM...2 YILDIR BU KONULARDA(bu konular reiki-kuantum,ra-sheba,melek enerjileri) KENDİMİ GELİŞTİRMEYE VE EĞİTİMLERİMİ TAMAMLAMAYA ÇALIŞIYORUM VE GERÇEKTEN HER BİRİNİN ÇOK FAYDASINI GÖRÜYORUM. SÜREKLİ MELEKLERİM BENİMLE BERABER VE HER İŞİM YOLUNDA GİDİYOR..SİZEDE TAVSİYE EDİYORUM.

HER AN, HER DAİM ONLAR BENİMLE, İHTİYACIM OLDUĞU HER ZAMAN YARDIMLARINI BENDEN ESİRGEMİYORLAR..NASIL DİYE ŞAŞIRMAYIN...SİZDE DENEYİN...GÖRECEKSİNİZ Kİ OLACAK... 
Nasıl Yardım İsteriz???

Bizi gerçekten her anlamda destekleyen Meleklerimiz yukarıda da söz ettiğim gibi her daim var. Her konuda ve her an onları çağırıp dileklerimizi, isteklerimizi, kaygılarımızı onlara söyleyip yardım isteyebiliriz. Bizler yardım istemeden onlar bizler için hiçbir şey yapamazlar. Yaradanın insanlara bahşettiği bir özgür irade kavramı var, yani biz istemedikçe hiç bir şekilde bize müdahale etmezler. Dolayısı ile Meleklerimizde bizden çağrı beklerler ve bu çağrı geldiğinde (yardım istiyorum dediğinizde) hemen bizler için çalışmaya başlarlar…

İletişim Nasıl Olmalı?
Meleklerimizle iletişim kurarken ilk adımımız Koruyucu Meleğimiz ile iletişim kurmaktır. 
Koruyucu meleğimizle iletişim kurmak icin ise Buyuk Basmeleklerden yardım isteyebiliriz. 

Eğer koruyucu Meleğimiz ile iletişim kurmak istiyorsak Başmelekler bu konuda da bize yardımcı olacaklardır.

Günlük Hayatımızda Yaşadığımız Sorunlar ile ilgili Meleklerimizden Nasıl Yardım İsteyebiliriz?

Meleklere her konuda danışabiliriz. Yapacağımız iş anlaşmasının tüm detaylarını ya da aklınıza gelebilecek her konuda destek isteyebiliriz. Toplantılarda güzel fikirler, sınavlarda yanımızda olmalarını ve basarı elde etmemiz icin bize yardımcı olmalarını isteyebiliriz. Güç, güven, huzur, sevgi, cesaret vermelerini isteyebiliriz. Konu ne olursa olsun fark etmez..

Meleklerle iletisim kurmak istedigimizde neler söylememiz gerekiyor?

Meleklerle iletişim kurmak istediğimizde ve onlardan yardım talep etmek istediğimizde ilk önce onların enerjisi kullanmak icin hem Rabbimizden hemde kendilerinden izin istememiz gerekiyor. Ve isimden once mutlaka Melek kelimesini kullanmamiz gerekiyor, Örnek:
- Allahım senden ve sevgili Meleklerimizden onların enerjisini kullanmak icin izin istiyorum, Teşekkür ederim. Daha sonra kullanacağimiz cümlelere herzaman Sevgili Melek ( iletisim kurmak istediginiz Melegin ismi...) veya Sevgili Meleklerim..diye devam ediyoruz.
- Sevgili Melek Mikail bugünümün korkusuz endişesiz huzurlu ve mutlu gecmesi icin bana yardimci olurmusun lutfen. Senin sevgine yardimina ve ışıgına ihtiyacim var. Hep yanimda olurmusun lütfen..Teşekkür ederim....
- Sevgili Melek Cebrail, kendime olan özgüvenimin artması icin bana yardımcı olurmusun lütfen. Arzuladıgım su...( dilek soyleniyor ) gercekleşmesi icin bana yardımcı olurmusun ve bana yol gösteririmisin lütfen. Teşekkür ederim...vs vs.


Meleklerin bizi duyduklarindan ve yanimizda olduklarindan nasıl emin olabiliriz?

Meleklerimizden iletişim kurduğumuzda ve onlardan yardım talep ettigimizde onlardan bizi duyduklarına ve yanımızda olduklarına dahil işaret isteyebiliriz.

Işaretlerin şekli şöyledir:
- vücüdunuzda enerji akışı hissedeceksinizdir, mesela ellerde karıncalanma..
- burnunuza aniden güzel bir koku gelecektir
- gözünüz beklenmedik bir anda veya herhangi yerde iletişim kurdugunuz Meleğin rengine takılacaktır.
- Yine beklenmedik bir yerde kar beyaz kücük tüy veya tüyler göreceksiniz’dir


Gökçe ÜNALAN & Melekleriniz Sizinle Olsun.......

23 Aralık 2012 Pazar

DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN KİTABI 50 TON ÇILGINLIĞI NİHAYET FİLM OLUYOR...



  1. GRİNİN ELLİ TONU
  2. KARANLIĞIN ELLİ TONU
  3. ÖZGÜRLÜĞÜN ELLİ TONU
DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN ROMANTİK,SEKSİ, ELLİ TON SERİSİ ALACA KARANLIK SERİSİNDEN SONRA FİLM OLUYOR..

İNTERNETTE YIKILIYOR BU KİTAP,KADINLARIN CİNSELLİKTEKİ DEVRİMİ DENİLİYOR.. 

BENCE O KADAR ABARTMAMAK GEREK.CİNSELLİKTEN ÖTE BİR DURUM BU...

KIZIN AŞK İÇİN NE KADAR İLERİ GİDEBİLECEĞİ NELER YAPABİLECEĞİ VE ERKEĞİN SEVGİYİ YENİDEN ÖĞRENİP NEYİ FEDA EDEBİLECEĞİ VE YENİDEN KEŞFEDECEĞİ BİR DÜNYA...

DÜZ BASİT ASLINDA KENDİNİ SÜREKLİ TEKRARLAYAN BİR ANLATIM, BELKİ EDEBİ BİR ŞAİRANELİĞİ YOK AMA İÇİNDE ÇOKK NET BİR ŞEY VAR ODA BİZ KADINLARI HAYRAN BIRAKAN AŞK VE DUYGU...

KİTABI OKURKEN ÖYLESİNE KİTAP İLE BÜTÜNLEŞİP KİTABIN İÇİNDE YAŞIYORSUNUZ Kİ KAFANIZDA HAYATIMDA BİR CHRİSTİAN GREY OLSA NE YAPARDIM DİYE KENDİNİZİ SORGULAMAYA BAŞLIYORSUNUZ.. :)

2013 DE VİZYONDA...OYUNCU SEÇİMLERİ BAŞLADI..DÜŞÜNÜLEN CRİSİTİAN EVET YAKIŞIKLI AMA BENCE EKSİK BİR ŞEYLER VAR.


CHRİSTİAN ROLÜ İÇİN JOSH HOLLOWAY (LOST UN YAKIŞIKLI SAWYER I) OLABİLİRMİYDİ ACABA..YAKIŞIKLI,SEKSİ VE ASİ :)

ANASTASİ A EVET BENCE UYGUN OLABİLİR AMA KİTAPTA SARIŞIN...ELLİOT DAHA GENÇ OLABİLİRDİ..KATHERİNE VE JOSE TAM DENK GELMİŞ...CHRİSTİAN VE ANA YA ŞÖYLE BİR BAKALIM...


CHRİSTİAN DEĞİŞİK CİNSEL FANTEZİLERİ OLAN, GENÇ,ÇOK ZENGİN,KONTROL DELİSİ OLAN YAKIŞIKLI BİR CEO...

ANA SIRADAN GENÇ BİR KIZ..TÜM O DENEYİMLERİ,AŞKI HERŞEYİ CHRİSTİAN DA YAŞAYAN GENÇ BİR KADIN...

KATHRİNE,ANA NIN ÇILGIN EV ARKADAŞI.. EE ARTIK GERİSİNİDE LÜTFEN OKUYUN:)) 

VE KISA BİR FRAGMAN İZLEYELİM LÜTFEN..


Gökçe ÜNALAN

EŞİNİZ EVDE NE KADAR YARDIMCI? (beyler biraz sert oldu ama isteyen üzerine alınabilir)



Dünya'nın en ünlü aşçılarının erkek olmasına rağmen, neden bazı erkekler eşlerine evdeki mutfak işlerinde yardımcı olmazlar?
-Erkekler evde neden tüm özel işlerini dahi eşlerine yaptırırlar?

-Erkekler dışarıda “her işi biz yaparız” demelerine rağmen, neden bir bardak suyu kalkıp mutfaktan kendileri alamazlar?!

-Erkekler dışarıda koştururken, eve geldiklerinde neden sanki yürümekten aciz sakatlar gibi davranırlar?

-Erkekler evde neden bu denli tembel olurlar?

Çalışan bir aileyi ele alırsak: Çalışan karı koca aynı saatte evden çıkıp, aynı saatte eve geldiklerinde; kadın mutfağa koşarken, neden erkek hemen televizyon karşısına geçip, yan gelip yatmaktadır?

Son zamanlardaki boşanma vakalarına baktığımızda, hep bu nedenlerle yorgun düşen kadınların ayrılık istediklerini görmekteyiz.

Eşlerine her konuda yardımcı olan erkeklerin, aile ortamlarında çok daha fazla huzur hâkim olduğu gözlenmektedir.“Hayat müşterek diyoruz. Fakat evliliklerde en çok kadının fedakârlık yaptığını görüyoruz.”

Avrupalı erklerin neredeyse tamamı kendi işlerini kendileri yaparlar. Evde iş paylaşımında en az kadın kadar erkek de sorumludur.

Oysa bazı Türk erkekleri tek başlarına yaşayamadıklarını ifade ettiklerini sık sık duyarız. Hatta bazı erkeklerin sırf kendilerine baktırmak üzere eş seçtikleri dahi görülmüştür. Duruma bakılırsa bazı erkekler evlenirken hayat arkadaşı değil de, kendilerine hizmetçi seçmektedirler…


Bazı erkekler eşlerini iki tabak yemek için, bir ömür boyu kendine kul köle yapıp, tüm hizmetini yaptırmaktadırlar. Bu hizmetleri ricayla değil de, mecburen yapması gerektiğini ona her fırsatta söylemektedirler. Kaldı ki akıllı bir kadın zaten kendi görevlerini bilir.

Bu sözlerden birkaçını hatırlayalım:

-Sen kadınsın yapmak zorundasın.
-Sen ne işe yararsın?
-Evde ne işin var akşama kadar oturuyorsun... (Oysa ev işlerinin dünyanın en zor işleri olduğunu, bir bardak suyunu dahi kendisi kalkıp alamayan erkek nasıl bilecektir?)

Bu tarz erkeklere ne yapsanız yapın yaranamazsınız. O zaten sizde hata aramak için hep bir bahane bulacaktır… Elbette bu vahim durum bir ömür boyu devam ederse, ezilen kadının ruh sağlığının bozulması kaçınılmaz olacaktır.

Çözüm nedir?

Çözüm tek taraflı mutluluk değildir.

Çözüm eşler arasında karşılıklı yardımlaşmadır.

Çözüm ailede bir tek erkeğe yapılan hizmet değildir.

Çözüm sevgiyle iş yaptırmaktır, zoraki değil.

Çözüm kadını onurlandırarak ondan hizmet beklemektir, aşağılayarak, küçümseyerek ve zorlayarak değil.

Bu sevgi ve hoşgörü temellerini kurmak ise, ailede babanın en önemli görevidir.

Baba kadınına nasıl davranırsa, çocuklarda annelerine öyle davranırlar.

Baba anneyi onurlandırırsa, tüm aile ve akrabaları da anneye onurlandırır.

Baba kadınını sayıp yüceltirse, ailesi de gelinlerini yüceltir.


22 Aralık 2012 Cumartesi

CİLDİNİZDE SARKMA SORUNU VEYA SİVİLCE SORUNU MU YAŞIYORSUNUZ??

OCAK AYINDA %50 İNDİRİM İLE..

OCAK AYINDA %50 İNDİRİM İLE..

OCAK AYINDA %50 İNDİRİM İLE..
Kapsamlı kozmetik araştırmalarBioclinic, cilt bakım uzmanlarından oluşan çok uluslu bir ekibin beş yıllık çalışmaları sonucu ortaya çıktı.

Fark yaratan teknoloji
Bioclinic ürünlerindeki Retinol, Hyaüronik Asit ve Toparlayıcı Peptid, cilt hücrelerinin onarılmasına ve yenilenmesini hızlandırmaya yardımcı olur.
Yeni nesil yaşlanma karşıtı bakım
Cildin dermal tabakasını hedefleyen Bioclinic, yaşlanma karşıtı cilt bakımında yenilikçi bir çözüm sunuyor.

Bioclinic Sivilceye Meyilli Yetişkin Ciltler için Gündüz/Gece Kremi
Hijyenik pompalı şişede, sivilceye meyilli ciltler için etkili gündüz/gece bakımı. Formülündeki Centella Asiatica ve Salisilik Asit sayesinde gözenekleri temizler, sivilceleri hedefler ve sivilce izlerini gidermeye yardımcı olur. Sabahları ve akşamları yüzünüzü temizledikten sonra özellikle sivilceli alanların üzerine uygulayın. Komedojenik değildir - gözenekleri tıkamaz. Tüm cilt tipleri için uygundur.


Bioclinic Toparlayıcı Konsantre Gündüz Kremi

Saf retinol içeren konsantre toparlayıcı gündüz kremi. Cildin savunma mekanizmasını korumak için SPF 15 içerir. Sarkmış cilt için güçlü ve uzun süreli anında toparlayıcı etki sağlamaya yardımcı olur. 

Bioclinic Toparlayıcı Ekstra Onarıcı Gece Kremi

Saf Retinol içeren besleyici toparlayıcı gece kremi sarkmış ciltlerde hücresel düzeyde etki ederek derinlemesine toparlayıcı etki gösterir.